Thursday, January 31, 2008

Adana’daki zeytin zirvesinin ardından


Nedim Atilla
nedim.atilla@aksam.com.tr
Akşam Gazetesi
31 Ocak 2008,Perşembe


Geçen hafta sonu Adana’da gerçekleşen ve tüm katılımcılar tarafından son yılların en önemli zeytincilik platformlarından biri olduğu belirtilen Doğu Akdeniz Zeytin ve Zeytinyağı Zirvesi’ni UZZK Başkanı Mustafa Tan ile konuşuyoruz. Salonun tamamen dolu olması, zirveye bizzat katılarak sorunları ilk elden dinleyen ve bu konudaki görüşlerini katılımcılarla paylaşan Tarım Bakanı Mehdi Eker’in de söyledikleri zirveyi daha da önemli hale getirmiş. Mustafa Tan, Bakan Eker’in yanı sıra öncelikle zirveyi düzenleyen Adana Valisi İlhan Atış’ın şahsında tüm bürokratlara, Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alper Akınoğlu’nun şahsında tüm bilim insanlarına teşekkür ediyor.

Zirve sonunda oluşan görüşler Bakan Eker’e sunulmuş, Bakan Eker de UZZK’nın konunun tek otoritesi olduğunu bilerek önemsiyor... Eker’in zirvede yaptığı konuşmadan şu bölümlerin altını özellikle çizdim: “Dünyada kentleşmenin artmasıyla birlikte değişen beslenme alışkanlıklarının, zeytinyağına olan talebi her gün biraz daha artırdığı kesin.

Bu nedenle Türkiye’nin sahip olduğu zeytin üretim avantajını iyi bir şekilde değerlendirmesi gerekiyor. Türkiye’de 110 milyon civarında zeytin ağacı vardı. 2005 yılında başladığımız bir projeyle geçen zaman içinde bu rakam 140 milyona çıktı. Yaklaşık 40 milyon fidan dikildi. Bu son derece önemli bir artış. Biz 2005’de başlattığımız desteklemeyle önce 30 YTL, 2006 ve 2007’de 250 YTL dekar başına destek verdik. Daha sonra yağlı çeşide 250 YTL, Gemlik olarak adlandırdığımız çeşide 45 YTL destek vermeye başladık.”

UZZK’nın önemi

Eker, UZZK’nın önemini de şöyle dile getirmiş: “Bütün partnerlerinin bir araya geldiği, üreticisi, sanayicisi, pazarlayıcısı, masanın bütün kenarlarında oturan herkesin iştirak ettiği bir yasal platform oluşturmak suretiyle sorunların dile getirilmesi, müşterek çözümler hazırlanması için bir konsey kurulması gerekiyordu. Biz de tarım kanunun 11. maddesine göre konsey kurduk. AB sürecinde zeytinyağını, zeytinciliği tam üyelik gerçekleşmeden bazı mesafeler kat etmemiz gerekiyor. Müzakere açısından böyle bir çabanın stratejik önemi ve değeri var. Çünkü belirli kısıtlamalarla karşılaşacağız. Bizim bu zamanı çok iyi değerlendirmemiz gerekir”...

Başkan Tan, “UZZK olarak bu ve benzeri etkinliklerde bugün olduğu gibi bundan böyle de daima yer alacağımızı, en üst katkıyı yapacağımızı ve sorunların takipçisi olarak sektöre hizmetimize devam edeceğimizi bildirmek isterim” diyordu konuşmamız sırasında.

Bildirgeden bölümler

Zirvenin sonunda yayımlanan sonuç bildirgesinden çıkan önemli bir karar da bu zirvenin her yıl gerçekleştirilecek olması. Sonuç bildirgesinde ayrıca şu görüşler yer alıyor: “Ülkemiz zeytinyağı ambalajlı ve markalı ihracatının artırılması ve sürekli pazarların elde edilmesi, ancak AB ülkeleri ile eşit koşullarda rekabet ile mümkündür. Halen 15-20 bin ton civarında satılan markalı ve ambalajlı zeytinyağı ihracatının artırılması için ilave teşvikler geliştirilmeli, Türk zeytinyağı imajı oluşturulmasına yönelik tanıtım çalışmaları desteklenmelidir. Ülkemiz zeytinyağı tüketimi düşüktür. Hemen hemen üretim bölgelerindeki alışkanlık ile sınırlı bir hale gelmiştir. Son yıllarda tüketimin arttırılmasına yönelik girişimler sonucunda, zeytinyağı tüketiminde artış eğilimi bulunduğu görülmektedir. Ancak bu artış zeytinyağı tüketim sorununun çözüldüğü anlamına gelmemektedir. Zeytinyağı kullanma alışkanlığı olmayan tüketici kesimin, fiyat hareketleri karşısında zeytinyağından vazgeçmesi kolay olmaktadır. Hükümetimizce Uluslararası Zeytinyağı Konseyi (UZK)’ya yeniden üyelik kararı alınmasına rağmen henüz üyelik gerçekleşmemiştir. Bir an önce üyeliğimizle ilgili prosedür tamamlanmalı ve ülkemiz bu önemli platformda yeniden yer almalı ve haklarını savunmalıdır.”

Türkiye’nin stratejik ürünü zeytin ve zeytinyağında günlük çıkarlara dayanmayan adımların atılmasını görmek ne güzel.

No comments: