Thursday, January 31, 2008

Araştırmacı Yazar Nevzat Çağlar Tüfekçi:


İhlas Haber Ajansı
31 Ocak 2008 Perşembe


Araştırmacı Yazar Nevzat Çağlar Tüfekçi, her kültür değerlerinin kendi doğal ortamında ve coğrafyasında değerlendirilirse anlamlı olacağını belirterek Milas'ta, 'Açıkhava Arkeoloji Müzesi' ile bir 'Zeytin ve Zeytinyağı Müzesi kurulması gerektiğini söyledi.

Zeytinyağı üretiminde günümüze kadar birçok sistemin kullanıldığını ifade eden Tüfekçi, tarihi süreç içinde insanlığın ve toplumun evrim geçirmesi gibi, tane zeytinden yağ elde etmenin de evrimsel süreci olduğunu söyledi.

Zeytinyağının, İlkçağlarda/antik dönemlerde, 'İşlik'lerde elde edildiğini anlatan Tüfekçi, şöyle konuştu: "İşliğin en güzel örneği, İzmir-Urla'daki Klazomenai antik kentinde bulunmaktadır. Bu işlik, Ege Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Güven Bakır başkanlığındaki bir kazı ekibi tarafından ortaya çıkarılmıştır. Daha sonra zeytinyağı, 'ayak yağı' denilen sistemle elde edilmiş, bu sistemi, günümüze kadar olan süreç içinde burgulu (gocurgat) sistem, presli sistem ve en son sistem olarak da kontinu sistem takip etmiştir. Eskiden beri önemli bir zeytin diyarı olan Milas'ta bu sistemlerin hepsini görmek mümkündür."

AYAK YAĞI BAZI YERLERDE HALA ÇIKARILIYOR

Tüfekçi, terk edilen sistemlerden olan 'Ayak yağı'nın çıkarılmasının günümüzde bir nostalji olarak varlığını sürdürdüğünü, 'Ayak yağı'nın lezzetli bir yağ olduğunu ve bazı köylülerin bunu kendi mutfakları ve damak zevkleri için ihtiyaçları kadar çıkarttıklarını söyledi. Tüfekçi, bu sistemin bir kalıntı olarak Milas'ın Labranda yöresinde, Aydın il sınırına yakın olan Türbe Orta, Türbe Çamlıyurt, Türbe Akkovanlık gibi köylerde bulunduğunu ifade etti.

KÜLTÜREL DEĞERLER KORUNMALI

Tüfekçi; eskisi gibi kullanılmayan, insanların; teknolojik gelişmelerin bir sonucu olarak el değmeden sıkılan kontinu sistemlere yönelmesiyle ayak yağı gibi burgulu sistemlerin aksamları terkedilmiş halde kendi kaderleriyle ve doğayla baş başa birer kalıntı olarak varlığını sürdürdüğünü söyledi. Bunların pek çoğunun sökülerek hurdacılara satıldığını anlatan Tüfekçi, şöyle konuştu: "Aslında bunlar birer kültür değeridir. Yok olup gitmeden onları bir yerde toplayıp, Zeytin ve Zeytinyağı Müzesi içinde değerlendirmek gerekiyor. Bu kültür değerleri, Milas Evleri ve Konakları'nın kapı ve pencerelerinin başına gelenler gibi birileri tarafından toplanıp başka yerlere götürülmeden, kendileriyle ilgili oluşturulacak müzelerde değerlendirilmeli. Milas'ta bu müzenin içini dolduracak çok malzeme var. Milas'ta, geniş çaplı bir 'Açıkhava Arkeoloji Müzesi' ile bir 'Zeytin ve Zeytinyağı Müzesi'ne acil ihtiyaç bulunmaktadır. Her kültür değeri, kendi doğal ortamı ve coğrafyasında değerlendirilirse anlamlı olur."

No comments: