Saturday, January 26, 2008

Bakan Eker, "1. Doğu Akdeniz Zeytin ve Zeytinyağı Zirvesi"nin Kapanış Toplantısına Katıldı


İhlas Haber Ajansı
26 Ocak 2008 Cumartesi


Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, önümüzdeki haftadan itibaren 2008 yılı desteklemelerinin ödenmeye başlanacağını belirterek, bunun için 5.5 milyar YTL ayırdıklarını söyledi.
Eker, Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Ziraat Fakültesi tarafından düzenlenen "1. Doğu Akdeniz Zeytin ve Zeytinyağı Zirvesi"nin kapanış toplantısına katıldı. Burada bir konuşma yapan Eker, iktidar olduktan sonra Türkiye'nin milli gelirinin 180 milyar dolardan 400 milyar dolara, ihracatın ise 35 milyar dolardan 105 milyar dolara çıktığını söyledi. Özellikle tarımda önemli mesafeler kaydettiklerini belirten Eker, "Türkiye'nin tarımsal üretim değeri 2002 tarihindeki 21 milyar dolarlık seviyeden 39 milyar dolar seviyesine geldi. Türkiye'de tarım ürünleri ihracatı 4 milyar dolardan 11.5 milyar dolara çıktı. Tarımda verimlilik arttı. Çiftçilere ödenek desteğini 3 kat artırdık. Bu yıl desteklerimiz aynı şekilde devam edecek, kimsenin şüphesi olmasın. Önümüzdeki haftadan itibaren 2008 yılının desteklemeleriyle ilgili ayrılan parayı ödemeye başlayacağız. Destek olarak 5.5 milyar YTL ayırdık. Desteklerimiz devam edecek" dedi.

Dünyada kentleşmeyle birlikte beslenme alışkanlıklarının, özellikle tüketim kalıplarında meydana getirdiği değişikliğin zeytinyağına olan talebi her geçen gün biraz daha artırdığını ifade eden Eker, "O nedenle bizim sahip olduğumuz bu ürünü, bu avantajı iyi bir şekilde değerlendirmek, bunu geliştirmek, üretimini, endüstrisini, pazarlama organizasyonunu çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor" diye konuştu. Göreve geldiklerinde 110 milyon civarında zeytin ağacı bulunduğunu belirten Eker, "2005 yılında başladığımız bir projeyle, destekle beraber bu rakam 140 milyon ağaca çıktı. Yaklaşık 40 milyon fidan dikildi. Bu son derece önemli bir artış. Biz 2005'te başlattığımız desteklemeyle önce 30 YTL, 2006'da 250 YTL, 2007'de 250 YTL dekar başına destek verdik" dedi.

Yağlık ile sofralık çeşit fidanlarının maliyetinin farklı olduğunu ve daha ucuz olması nedeniyle sofralık çeşide yönelme olduğunu anlatan Eker, "Yağlık çeşide 250 YTL, Gemlik olarak adlandırdığımız çeşide 45 YTL destek vermeye devam ediyoruz. Şu ana kadar 535 bin dekar alanda yeni zeytin bahçesi tesis edildi. 76 milyon YTL bunun için prim ödendi. 30 milyon YTL de bu yıl içinde yapıldı. Tahakkuku oldu, ancak başka nedenlerle yıl içine kaldı. Kısacası 106 milyon YTL bakanlığın desteği oldu" şeklinde konuştu.

Zeytin yağında prim uygulaması yaptıklarını kaydeden Bakan Eker, "1998 yılından itibaren prim veriliyor, ancak bunların miktarı ve ödeme şekliyle ilgili yıldan yıla değişen farklı uygulamalarla karşı karşıyayız. Bugüne kadar da 126 milyon YTL zeytinyağı için prim ödemesi gerçekleştirildi. 2007 yılında 2006 yılı ürünü zeytinyağı destekleme primi kilogram başına 11 YKr idi. Bunun için 61 bin ton ürün karşılığı 6.7 milyon YTL destekleme ödemesi yapıldı. Sofralık zeytin için 100-150 dolar, zeytinyağı için de 150-350 dolar arasında ihracat desteği verdik" diye konuştu. Bazı çevrelerden "Türkiye'nin bir tarım politikası yok" diye eleştiri aldıklarını belirten Eker, "Zeytincilik sektörünün daha profesyonel, bütün partnerlerinin bir araya geldiği, üreticisi, sanayicisi, pazarlayıcısı, masanın bütün kenarlarında oturan herkesin iştirak ettiği bir yasal platform oluşturmak suretiyle sorunların dile getirilmesi, müşterek çözümler hazırlanmasıyla ilgili olarak bir konsey kurulması gerekiyordu. Biz bu konseyi de kurduk.

Türkiye'nin tarım kanununu da biz çıkardık. Bu tarım kanununun 11. maddesine göre zeytincilikle ilgili bu konseyi kuran biziz" dedi.

AB'ye tam üyelik gerçekleşmeden Türkiye'nin zeytincilikte bazı mesafeleri kat etmesi gerektiğini ifade eden Eker, şöyle devam etti:
"Bu çok önemli. Niye çok önemli? Bunun müzakere açısından böyle bir çabanın stratejik önemi ve değeri var. Çünkü belirli kısıtlamalarla karşılaşacağız. Bizim bu zamanı çok iyi değerlendirmemiz gerekir. Rakiplerimiz var; Yunanistan, İspanya, İtalya, Tunus, Doğu Akdeniz'deki komşu ülkelerimiz. Bizim onlarla her alanda, rekabet içinde olduğumuzu, mesafe kat etmemiz gerektiğini hatırda tutmamız gerekir. Bizim tespit ettiğimiz temel sorunları çözmek bir yana, nedir bunlar, ağaç başına verimin düşük olması,periyodisite sorununu çözecek düzenlemelerin yapılması lazım. İhracatımızda geleneksel anlamda işin kolay tarafına kaçmışız. Biraz ihtiyaçtan, mecburiyetten, biraz kolaycılıktan. Dökme zeytinyağı ihracatı yapmışız. Hatta daha kötüsü, bazı Avrupa firmalarına dökme olarak veriyoruz, onlar kendi markalarını üzerine yazıp, bunu dünya pazarlarına götürüp satıyorlar. Bizim bunları aşmamız gerekiyor. Bunun için de yeni pazarlama teknikleriyle, yeni endüstriyel girişimlerle mücadele etmemiz gerekiyor. 2014 yılına kadar zeytin ekili alanın 1 milyon hektara çıkarılması, ağaç sayısının 140 milyondan 180 milyona çıkarılması. Yağlık zeytin üretiminin 800 bin tonlardan 3 milyon tona çıkarılması, yağ üretiminin 115 bin tondan 650-700 bin tona çıkarılması, ihracatın 70 bin tonlardan 200-250 bin tonlara çıkarılması, ağaç başına verimi 12 kilodan 25 kiloya çıkarılması hedefleniyor. Zeytinyağı tüketimini 1 kilodan 5 kiloya çıkarmayı hedefliyoruz. Bunlar aşılabilir hedefler. Nasıl ki biz son birkaç yıl içinde 35-40 milyon ağaç diktiysek, bu söylediğim hedefleri de gerçekleştirebiliriz."

No comments: