Wednesday, January 02, 2008

Zeytinyağında Ambalaj


M. Hakkı Yazıcı
mhyazici@gmail.com

(Bu yazı daha önce Z&Z Dergisi'nin 4. sayısında yayımlanmıştır.)



İzdivaç söz konusu olduğunda söylenilen çok beylik bir söz vardır: “Evleneceğin kişinin yüzü değil, ruhu güzel olsun.”

Be kardeşim hem ruhu, hem de yüzü güzel olsa fena mı olur!?..

Lafı sektörümüze uyarlarsak zeytinyağımızın, ambalajı da kalitesi kadar iyi olsa kötü mü olur?

Z & Z Dergisinde “Etiketin Önemi” başlığı altında yayımlanan bir başka yazımı “Madem ki Zeytinyağı yemek sanatının kralıdır, biz de onu krallara layık giydirmeliyiz,” diye bitirmiştim.

Kuşkusuz giyimin, kuşamın çok önemi var. Nasrettin Hoca’nın bildik hikayesini unutmayalım. Hani konuk olarak çağrıldığı ziyafette fazla itibar görmeyince kızıp, bir koşu eve gidip kürkünü giyip gelmiş, bu defa saygıyla karşılayıp baş köşeye oturtmuşlar. İtibarın arttığını görünce Hoca daha da kızıp “demek ki itibar bana değil kürke” diyerek kürkünün eteğini yemeğe bandırıp “ye kürküm ye!” demiş.

Artık günümüzde ambalajın tüketiciye mesaj verecek marka kavramının ayrılmaz ve önemli bir parçası olduğu bilinci giderek yerleşmektedir.

İnsanoğlunun ilk giydiklerini hatırlayalım, bir de bugünkü giyim anlayışımızı. Aynı şekilde zeytinyağımızı eski çağlarda olduğu gibi toprak küplerde, amforalarda saklayıp sunmuyoruz.

İnsanların yerleşik yaşama geçmesi ile birlikte o günün koşullarına göre biçimlendirilmiş ilk ambalaj örneklerine, arkeolojik kazılarda elde edilen bulgularda bolca rastlamaktayız.

Yaşadığımız topraklarda en az 8 bin yıllık serüveninin olduğunu bildiğimiz, insan yaşamındaki önemi her geçen gün biraz daha anlaşılan zeytinyağını eski çağlarda olduğu gibi “pithoi” diye adlandırılan iki metrelik dev toprak küplerde, amforalarda saklayıp, taşıma zamanı çok gerilerde kaldı.

Aktarlar, bakkallar, marketlerin yerini supermarket, hipermarket zincirleri aldı. Ticaretin, pazarlamanın yeni çağdaş usullerini yaşar, uygular olduk.

Doğuş Üniversitesi Grafik Tasarım Bölümü Araştırma Görevlisi Ardan Ergüven şöyle diyor:

“Süpermarketlerde onlarcasını bir arada gördüğümüz zeytinyağları çeşitlerinin ambalajlarında kullanılan malzemeler, görüntüler ve tasarım stilleri, tüketim tercihimizi etkileyen faktörlerden belki de en önemlileri. Ürün ambalaj kimliğinin yaratımında ilk olarak ürün çeşidinin ve karakterinin tanımlanması gerekmektedir…

Şüphesiz ambalaj bir ürünün kimliği hakkında söz sahibi olan konuların başında gelmektedir. Ambalajın birincil görevi “koruma” ve bilgilendirme olsa da yakın dönemlerde ortaya çıkan farklılaştırma kaygılarıyla birlikte ambalaj ürünün “asıl kimliğini” oluşturur hale gelmiştir. Uluslararası pazarlar söz konusu olduğunda geçmişi nedeniyle Akdeniz kimliğine sahip zeytinyağının üretiminde ve ambalaj tasarımlarında verilecek kararlar, oldukça “planlı” ve “titiz” olmalıdır. Ülkemizde çoğu zaman ürün kalitesini ana hedef olarak belirleyen üreticilerin büyük bir bölümü aynı hassasiyeti ambalaj tasarımı konusunda gösterememektedirler…

Zeytinyağında kalitenin korunabilmesi, marka kimliği ve ambalaj ile artı değer yaratabilmesi için düşük hacımlı bir üretim modeli uluslararası pazarda olumlu sonuçlar yaratabilir. “Gourmet” olarak tanımlanan pek çok ürün söz konusu üretim ve pazarlama modelini benimsemiş ve markalaşma konusunda uluslararası başarılar elde etmiştir…Yüksek üretim kaliteleri ve lezzetleri ile gourmet kategorisi içinde değerlendirilen ürünlerin önemli özelliklerinden biri de ambalaj tasarımlarında yaratılan farklılıklardır. Bu sınıflandırma içinde yer alacak bir ürünün ambalajında kullanılan malzemenin seçimi, formunun özgünlüğü ve grafik tasarım unsurlarının ürün estetiğine katkısı oldukça hassas konulardır. Ürün çeşidi olarak gourmet gıda kategorisine uygun olan sızma zeytinyağlarının, ülkemizde benzer yaklaşımlarla yaratılmış bazı örnekleri var. Bir çok farklı forma sahip şişeler içinde sunulan sızma zeytinyağları, özenle tasarlanmış etketleri ile başarılı çalışmalar olarak kabul ediliyor. Bu örneklerin çoğalması ve dış pazarlarda başarı elde edebilmesi için zeytinyağı üreticileri ve ambalaj tasarımı alanında uzmanlaşmış kişiler veya kurumlar arasında etkin bir iletişimin gerçekleştirilmesi gerekiyor.

(“Zeytinyağı Ambalajlarında Özgün Tasarımın Önemi”, Ardan Ergüven, Doğuş Üniversitesi Grafik Tasarımı Bölümü Araştırma Görevlisi, Ambalaj Bülteni, Mayıs-Haziran 2006 )

Ambalaj Nedir?

Ambalaj, “ürün”ü sarıp sarmalayan, onu koruyan, müşteriye sunan, ikna eden, bilgilendiren, rakiplerinden ayıran araçtır.

Ambalaj, cam, teneke, plastik, karton gibi malzemelerle ürünü korumaktır.

Yumurtanın kabuğu doğal bir ambalajdır, yumurtaları içine koyduğumuz karton violler de ambalajdır… Portakalın kabuğu da…Bir portakal sandığı da ambalajdır, portakalı sardığımız ince kâğıt parçası da…

Fırından aldığımız taze, sıcak ekmeği sardiğımız gazete parçası; pazardan aldığımız inciri koyduğumuz kesekağıdı da…

Bunlar, ürünü korur ve tüketiciye sağlıklı bir biçimde ulaşmasını sağlar.

Ancak ambalajın ürünü taşıma, istifleme ve rafta koruma dışında işlevleri de vardır. İstikrarlı, doğru, estetik tasarlanmış bir ambalajı olmadan ürünümüzün satılamayacağı aşikardır.
Ürünümüzü nasıl bir malzeme ile korumalıyız? Bunun için doğru bir analiz yapmak ve en sağlıklı kararı vermek gerekir.

Raflarda nasıl durur? Koliye istiflediğimizde ne gibi problemler yaratır? Ürünü gerçekten iyi korur mu? Hijyenik mi?
(Ozan IŞIK -Grafik Tasarımcı, Kaynak: www.tasarima.com/ozan.html )

Üzerimizdeki kıyafetler de bir bakıma bizi dış etkenlerden (Hastalık, leke. vb) koruyan ambalajdır. Ama az once değindiğimiz gibi aynı zamanda şık olmalıyız.


Ambalajın İşlevleri

Ambalajın kaç işlevi var?

Bir kere, ilk olarak, ambalajımızın zeytinyağımızı koruyuculuk görevi var.

Seçtiğimiz ambalajın taşıma kolaylığını ve güvenliğini sağlaması gerekir.

Üzerinde yer alacak bilgilerle alıcıyı, tüketiciyi bilgilendirmelidir.

Hiç ihmal edilmemesi gereken başka bir işlevi de ayırtediciliği olmalıdır Yani tasarımıyla, estetiğiyle rakiplerinden farklı olduğunu anlatabilmelidir.


Ambalaj, gelişmiş toplumlarda refah göstergesi

ASD (Ambalaj Sanayicileri Derneği)’nin de üyesi olduğu Dünya Ambalaj Örgütü (WPO) tarafından bir ülkedeki ambalaj sanayisinin gelişmişliğinin o toplumun refah seviyesinin önemli bir göstergesi olduğu öne sürülüyor .

Ambalajlı ürün sayısı ve miktarının artışı, o ülkedeki sınai üretimde niteliksel ve niceliksel bir artışı göstermektedir..

Ekonomik hareket içinde dünya ambalaj üretim değerinin 600 milyar dolar olduğu hesaplanıyor.

WPO’nun verilerine göre; AB ülkeleri ortalamasında kişi başına 170 dolar olan ambalaj tüketiminin, Kuzey Amerika ve Kanada’da 250 dolar, Japonya’da 350 dolar olduğu, ülkemizdeyse halen kişi başına ancak 50-60 dolar seviyelerinde olduğu hesaplanmaktadır.

Yani özet olarak, dünyanın 5. büyük zeytinyağı üreticisi olmamıza rağmen zeytinyağı tüketiminde sadece kişi başına, yıllık yaklaşık 1 Lt. zeytinyağı tüketilen ülkemiz dünyanın neresinde ise ambalaj tüketiminde de oradayız.

Halen bir federasyon gibi çalışmakta olan ve bütün ambalaj dallarını şemsiyesi altına alan 180 üyeli Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD)’nin Genel Sekreteri Doğan Erberk’in sektörle ilgili değerlendirmeleri şöyle:

“Ambalaj’ın temel konuları Türkiye imalat sanayinin temel konularından farklı değil. Ancak güncel olarak gelişme gösteren ve üzerinde bir süre daha yoğun çalışma gösterilmesi gereken temel konular; Ambalaj Atıklarının Yönetimi, Gıda ambalajı üreticilerinin hijyen koşullarına uyum sağlaması, edilgen tasarımlardan aktif ve özgün tasarımlara geçilerek gerek iç piyasada gerekse de küresel piyasalarda daha sağlam ayaklar tutulması. Bu bağlamda akademik ve işletmeler düzeyinde araştırma geliştirmeler yapılması, sektöre özel eğitim olanaklarının muhtelif eğitim seviyelerinde oluşturulması ve mesleki örgütlenmeler ile küresel piyasalardaki dayanışmanın sağlanması, güç birliklerinin tesisi…”


Türkiye Ambalaj Sektöründe Nerede?

Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Genel Sekreteri Doğan Erberk’in verdiği bilgiye göre; Türkiye’de ambalaj malzemeleri temel olarak kağıt/karton, plastik, cam, metal ve ahşap ağırlıklı olmak üzere 5 ana gruba ayrılıyor.

ASD’den temin edilen son verilere göre Türkiye’de ambalaj sektöründe;
Genel pazar büyüklüğü, 4,7 milyar ABD doları;
Genel pazar hacmi, 3,8 milyon ton;
İhracat tutarı, yaklaşık 1.4 milyar ABD doları (ambalaj makineleri dahil);
İthalat tutarı, 0.4 milyar ABD doları;
Sektördeki firma sayısı, 2.500 üzeri;
Çalışan kişi sayısı ise 60.000 - 85.000 ‘dir.

Ülkemizde kişi başına tüketim ise 50 kg/yıl civarındadır. Bu da yaklaşık 65 ABD dolarına karşılık gelmektedir.

Kişi başına yıllık ambalaj tüketim miktarının ortalama olarak;
kağıt ambalaj için 0.8 kg
karton ambalaj için 4.3 kg
metal ambalaj için 4.8 kg
ahşap ambalaj için 5.2 kg
cam ambalaj için 7.1 kg
plastik ambalaj için 14 kg
oluklu mukavva için 15 kg olarak gerçekleştiği tahmin edilmektedir.

Uluslararası bir kuruluşun yaptığı araştırmaya göre, 2009 yılında dünyada ambalaj tüketimi 564 milyar ABD dolarına yaklaşacaktır. 2003-2009 yılları arasında dünya genelinde %18 civarında bir gelişme beklenirken bu gelişmede fleksıbıl plastik ile rijit plastik ambalajlarda artışlar beklenmektedir. Türkiye’de de dünyadaki eğilime bağlı olarak, özellikle ambalaj sektöründe hızlı bir büyüme söz konusudur.

Süper marketçiliğin yayılmasıyla, talebe ve gelişime paralel olarak, cam şişe, pet, teneke kutu ve kapak üreticilerinin pazar payları da yükseliyor.

Yalnız yaşayan nüfusun artması ve çeşitlilik isteği tüketiclerin daha küçük ambalajda ürünleri tercih etmelerine neden olmaktadır.


Zeytinyağının Ne Kadarını Ambalajlı Tüketiyoruz?

Her ne kadar bu sene çok daha yüksek bir rakam umuyor olsak da , uzun yıllardır ülkemizde var yıllarında yaklaşık 170 bin ton dolayında olan zeytinyağı üretimi, yok yıllarında ise neredeyse yarı yarıya düşmekte. Bir zeytin ülkesi olmamıza rağmen kişi başına tüketimimiz 1 kg.’dır ve taş çatlasa 70 bin ton zeytinyağı tüketiyoruz. Geri kalanını ya ihrac etmek, satamazsak da stoğumuzu bir sonraki yıla devretmek zorundayız.

Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkan Vekili Emin Demirci, Türkiye'nin Zeytin ve Zeytinyağı Üretiminde "Var Yılı-yok Yılı" sorununu çözemediği İçin Ambalajlı Ürün ihracatında zorlandığını söylüyor.

Demirci, "2005-06 sezonunda İspanya 824 bin ton, İtalya 655 bin ton, Türkiye ise 115 bin ton üretim yaptı. Bu rakamlarla ambalajlı ve markalı satışlarda zorlanıyoruz. Hiçbir market bir yıl var, bir yıl yok yılı yaşayan ülkelerle anlaşma yapmak istemiyor," diyor.

Yurtiçinde tüketilen zeytinyağının yarısı yöresel ve açık olarak kullanılıyor, diğer yarısı ise ambalajlı satılıyor.

Ambalajlı tüketilen zeytinyağının ise;
% 40’ı 2.5 Lt. ve üstü ambalajlarda,
% 27’si 2 Lt.,
% 26’sı 1 Lt.,
% 6’sı ise 0.5 Lt.,
% 1’i ise 0.75 Lt. lik ambalajlarda pazarlanmaktadır.
(Kaynak : AC Nielsen )

Yılda yaklaşık 100 bin ton zeytinyağı ihraç ediyoruz. Bunun yaklaşık 80 bin tonluk kısmı dökme. Yalnızca 20 bin tonunu markalı veya markasız ambalajla satabiliyoruz.

Ancak ülkemizde yakın zamana kadar yaklaşık 95-100 milyon zeytin ağacı varken, şimdilerde ağaç sayısı 130 milyona ulaştı. Çok yakın bir zamanda ağaç sayımızın 200 milyona ulaşacağını umuyoruz. Üreticilerimiz verime dikkat etmeye başladı; bu nedenle üretim artıyor. Ve bu artış devam edecektir.

Nitekim yurtiçinde de tüketimin artacağını; ihracatımızın da daha yüksek rakamlara ulaşacağını; daha fazla ambalajlı mal satacağımızı umuyoruz.

Bu umutlu tabloda üretimimiz, tüketimimiz, ihracatımız ve bunun yanı sıra ambalajın da önemi artacak diyebiliyoruz.


Zeytinyağını Nasıl Saklamalı?

Ülkemizde ne yazık ki, hasat hataları ve bakım sorunlarından kaynaklanan, “var yılı” ile “yok yılı” arasındaki büyük üretim miktarı farklılıkları nedeniyle zeytinyağının ambalajının koruyuculuk işlevi ve doğru stoklama biçimleri önem kazanmaktadır.

Pazarlama, depolama ve dağıtım faaliyetleri sürecinde zeytinyağımızın kalitesi korunmalı; ürünümüzün fiziksel, kimyasal, mikrobiyolojik ve duyusal özellikleri olumsuz etkilenmemelidir.

"Zeytinyağının en büyük iki düşmanı oksijen ve ısıdır.

Oksijen, zeytinyağına kokusunu, tadını ve rengini veren, ancak yağda ve suda eriyen maddelerle, insan sağlığına yararları ispatlanmış olan antioksidan maddeleri okside eder. Isı da bu oksidasyonu hızlandırır…Oksijen ve ısıdan başka, kuvvetli ve sürekli ışık da (özellikle güneş ışığı) yağın kalitesini bozar.” (Ünal Irkdaş, 13 Kasım 2006)

Zeytinyağı için uygun ambalaj nasıl olmalıdır?

- Ambalaj, yağı nem, oksijen ve ışık etkisinden korumalı,
- Ambalaj malzemesi yağla etkileşime girmemelidir.

Ambalaj malzemesinin zeytinyağı ile etkileşimi ambalajdan gıdaya kimyasal madde geçişi ya da ambalajın yağın bileşenlerinden bazılarını absorplaması şeklinde olmaktadır. Migrasyon ve absorbsiyon kalite ve gıda güvenliğini etkilemesi bakımından önemlidir. Kalite değişimine neden olan etkenlerin şiddeti, sıcaklık ve saklama süresiyle artmaktadır.

Örneğin zeytinyağında kullanılan cam şişeler nasıl bir ambalaj malzemesidir?

Zeytinyağı ile etkileşimi açısından cam tamamen inerttir; gıda ile etkileşime girmez.

Plastik şişelerin gıda ambalajında kullanılmasında yaşanılan bir sorun plastiğin gıda maddesinin karakteristik bileşenlerinden birini veya birkaçını absorplayarak gıda maddesinin tadında, aromasında ve besin değerinde değişikliğe neden olmasıdır.

Cam şişeleri üstün kılan özellikleri, çevre dostu olması, hammaddelerinin tamamının doğal olması, sonsuz geri kullanımı, sağlıklı olması, içindeki ürünle etkileşime girmemesi, şeffaflığı, yeni trendlere uyum gösteren bir malzeme olması olarak sıralayabiliriz.

Diğer yandan cam ambalajların kırılgan ve ağır olmaları, taşıma zorlukları dezavantaj olarak görülmektedir. Ancak bugünkü teknoloji ile hafif cam üretimi mümkündür. Camın dayanıklılığı ise yüzey kaplama uygulamalarıyla arttırılabilir.

Renksiz cam şişelerin bir diğer handikapı ise bir bakıma şeffaf olmasıyla sağlanan olumlu avantajın, ışık geçirgenliği nedeniyle aynı zamanda dezavantaj olmasıdır.

Ancak yeni yapılan yatırım ve tasarımlarla; etiketsiz görünüm veren şeffaf pressure-sensitive(PS) etiket, şişe gövdesini bütünü ile saran PET bazlı sleeve, buzlu görünüm veren sablaj ve çok renkli baskı uygulamalarıyla ışık geçirgenliğinin önüne geçilebilir. Hem de pazar payını arttırıcı, katma değer yaratıcı, şık, estetik ambalaj tasarımları elde edilebilir.

Biraz önce söylediklerimizi teyit eden bilimsel çalışmalara kısaca göz atalım.

”Zeytinyağının antioksidan yararlarının korunması için hangi koşullarda saklanması uygundur?

Zeytinyağını uzun süre şişede bekletenler, istemeden de olsa yağın insan sağlığına yararlı özelliklerini yitirmesine neden olurlar. İtalya’nın güneyindeki Bari Üniversitesi’nden bilim adamları ışığın, zeytinyağının içindeki hastalıklarla mücadele eden antioksidanları yok ettiğini söylüyor. Bu da üreticilerin depolama mahallerini daha dikkatli bir şekilde seçmesi anlamına geliyor.

Zeytinyağı zaman içinde antioksidanlarını yitirir, çünkü ışık ve oksijen reaksiyonları bozar. Bari Üniversitesi’ndeki bilim adamları saklama koşullarının zeytinyağının yararlı etkilerini bozduğunu ilk kez bilimsel olarak 12 aylık bir dönemde ortaya çıkartmış oluyor.

Bu süreden sonra yağlar, temiz şişelerde, süpermarketlerin aydınlatması altında sergilenmeye başladığı zaman tokoferol ve karotenoid isimli iki önemli antidoksanının yüzde 30’unu yitirir. Bunlar zeytinyağının yararlı olduğu kesinleşen iki antioksidanıdır (European Food Research technology, vol 221, p 92).

Işığa iki ay bile maruz kalması, yağın oksidasyona uğramasına ve peroksit düzeyinin yükselmesine yol açar. Bu da zeytinyağının "extra virgin" olarak sınıflandırılmaması anlamına gelir.

Renkli cam, ışığın bir kısmını filtre edip, yağa ulaşmasına engel olabilir. Ancak üzeri kaplanmış, reaktif olmayan metal kaplar kalitenin korunması açısından en uygun ambalajdır.

ABD, Indiana’daki Purdue Üniversitesi’nden gıda mühendisi Lisa Mauer, "Eğer kalitenin zamanla bozulacağından kaygı duyuyorsanız, küçük ambalajlar içindeki ürünleri tercih edin ve yağınızı karanlıkta saklayın" diyor.

(Kaynak : http://www.hurriyet.com.tr/bilim/4904813.asp?gid=50 )


ZAE (Zeytincilik Araştırma Enstitüsü’nün yaptırmış olduğu iki çalışmada ise şunlar belirtiliyor.

“Araştırmada materyal olarak 3 cins ambalaj kabı ve naturel, riviera, rafine zeytinyağı kullanılmıştır. Şeffaf cam şişe, şeffaf PVC şişe ve teneke kutularda 12 ay müddetle bekletilen zeytinyağların serbest asitliğinin ve peroksit sayılarının genel olarak arttığı tesbit edilmiştir. Denemede kullanılan şeffaf cam şişenin en elverişsiz ambalaj kabı olduğu, teneke kutuların ise üç ayrı cins zeytinyağının peroksit indislerinin üzerine menfi etki yaptığı saptanmıştır. Şeffaf PVC şişeler ise U.V. tutucu Timuvin P maddesi ihtiva etmeleri nedeniyle yağların oksitlenmesi üzerine en az etkili olan ambalaj materyali olarak tesbit edilmiştir. Teneke kutulardaki yağlara kaplardan geçen Fe ve Cu kalıntılarının oksidatif reaksiyonu hızlandırıcı yönde etki yaptığı, üç cins yağ içinden en çabuk bozulanının rafine zeytinyağı olduğu saptanmıştır.”
(“Ülkemizde Kullanılan Çeşitli Ambalaj Kaplarının Zeytinyağının Kalitesine Etkilerinin Araştırılması”, Ayşe Çolakoğlu, ZAE, 1987 )

“Beyaz ve renkli camdan yapılmış kaplarda, plastik, teneke, çimento ve toprak kaplarda tutulan yağlarda yağ kalitesi (asitlik, peroksit sayısı ve spektrofotometrik absorbans), sıcaklık, ışık ve hava ile büyük ölçüde bozulmuştur. En uygun muhafaza, karanlık yerlerde, renkli şişeler ve toprak kaplarda olmuştur.”
(“Çeşitli Muhafaza Kaplarının ve Muhafaza Sürelerinin Zeytinyağı Kalitesine Etkisi” Ayfer Pala, ZAE, 1971) (Kaynak : http://www.zae.gov.tr/zeytinyagi/)


Sonuç olarak ambalaj tercihi yapmak üreticinin kendi seçimi.

Dikkat edilecek hususlar ise;
- Marka kimliğini en güzel şekilde temsil edecek, estetik bir tasarıma sahip olan ambalajla pazar şansını arttırmak,
- Zeytinyağının kalitesini ve özelliklerini uzun sure koruyabilmek,
- Taşıma ve istif kolaylığını, güvenliğini sağlamak,
- Tüketiciyi doğru bilgilendirmek olmalıdır.


Kaynakça :

-Packaging and Re-Packaging Olive Oil, February 23, 2007, www.evolive.com/packaging.html

-Ülkemizde Kullanılan Çeşitli Ambalaj Kaplarının Zeytinyağının Kalitesine Etkilerinin Araştırılması, Ayşe Çolakoğlu, ZAE, 1987 (Kaynak : http://www.zae.gov.tr/zeytinyagi/)

-Çeşitli Muhafaza Kaplarının ve Muhafaza Sürelerinin Zeytinyağı Kalitesine Etkisi, Ayfer Pala, ZAE, 1971 (Kaynak : http://www.zae.gov.tr/zeytinyagi/)

-Zeytinyağını Nasıl Saklamalı? , Hürriyet Bilim, 12 Ağustos 2006

-Ozan IŞIK -Grafik Tasarımcı, Kaynak: www.tasarima.com/ozan.html

-Zeytinyağı Ambalajlarında Özgün Tasarımın Önemi”, Ardan Ergülen, Doğuş Üniversitesi Grafik Tasarımı Bölümü Araştırma Görevlisi, Ambalaj Bülteni, Mayıs-Haziran 2006

-Cam Ambalajın Bitkisel Yağların Kalitesine Etkisi, Prof. Dr.Özgül Evranuz-İstanbul Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü, Belgin Gökoğlu-Anadolu Cam Sanayii A.Ş. Müşteri Teknik Hizmetleri Bölümü

-Zeytin Yağı Ambalaj Seçimi, Doç Dr. Vural Yiğit-Boğaziçi Üniversitesi, KMO Zeytinyağı ve Pirina Yağı Sempozyumu ve Sergisi, 2005

-Ambalaj Malzemelerinin Zeytinyağı ile Etkileşimi, İsa Doğan Atik-İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Kimya Mühendisliği Bölümü, KMO Zeytinyağı ve Pirina Yağı Sempozyumu ve Sergisi, 2005

No comments: