Akdenizli olununca zeytinle aşk başlıyor zaten. Zeytinsiz kahvaltı, zeytinyağlısız yemek olmuyor. Sadece yemek mi güzel olan? Ya kültürü!... Bu blog, aşkımız zeytin ve zeytinyağı ile bilgileri sizinle paylaşmak arzumuzdan doğdu. Koray & Hakkı Yazıcı e-posta : mhyazici@gmail.com
Monday, January 28, 2008
DOĞU AKDENİZ ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI ZİRVESİ
SONUÇ BİLDİRGESİ
26 Ocak 2008
Adana Valiliği koordinasyonunda Çukurova Üniversitesi, İl Tarım Müdürlüğü ve Doğu Akdeniz Zeytin Birliği tarafından düzenlenen Doğu Akdeniz Zeytin ve Zeytinyağı Zirvesi yöre sektör temsilcileri tarafından memnuniyetle karşılanmıştır. Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) tecrübelerinden ve katkılarından yararlanmak suretiyle ve Bornova Zeytincilik Araştırma Enstitüsü gibi diğer ilgili kurum ve kuruluşlar da yer almak suretiyle her yıl geleneksel hale getirilmesi tüm sektör temsilcileri tarafından talep edilmektedir.
Adana Orman Bölge Müdürlüğüne bağlı dağınık vaziyette yaklaşık 12 hektar olan bozuk orman alanlarında mevcut bulunan yabani zeytinlerin aşılanması ve üretime kazandırılması için Adana Valiliği koordinasyonunda biran önce proje yapılması talep edilmiştir.
Ülkemizde var yılı yok yılı (Alternans) etkisinin azaltılması için, zeytin çeşitlerinin ıslahının yapılması, sulama, ilaçlama ve gübreleme vb bakım işlemlerinin modernize edilmesi, bunun için zeytin üreticisinin ve araştırıcıların desteklenmesi sağlanmalıdır.
Ülkemizin ve Doğu Akdeniz zeytin gen kaynaklarına sahip çıkılmalı ve fidan ithalatı yasaklanmalıdır. Silifke yağlık ve sarı ulak çeşitlerinin tescili yapılmaktadır. Kaliteli de olsa bir zeytin çeşidinin ülkemize ithal edilmesine sadece Ar-Ge çalışmaları ve adaptasyon denemeleri yapmak amacıyla izin verilmelidir.
Yeni oluşturulacak tesislerde sertifikalı fidan kullanılması durumunda verilmesi kararlaştırılan 250 YTL/da destek modelinin devamı gerekmektedir. Mevcut geleneksel zeytinliklerin imar ihyasında da benzeri yöntem ile destekleme gerekmektedir.
Ülkemiz zeytinyağı ambalajlı ve markalı ihracatının arttırılması ve sürekli pazarların elde edilmesi, ancak AB ülkeleri ile eşit koşullarda rekabet ile mümkündür. Halen 15-20 bin ton civarında satılan Markalı ve ambalajlı zeytinyağı ihracatının artırılması için ilave teşvikler geliştirilmeli Türk zeytinyağı imajı oluşturulmasına yönelik tanıtım çalışmaları desteklenmelidir.
Ülkemiz zeytinyağı tüketimi düşüktür. Hemen hemen üretim bölgelerindeki alışkanlık ile sınırlı bir hale gelmiştir. Son yıllarda tüketimin arttırılmasına yönelik girişimler sonucunda, zeytinyağı tüketiminde artış eğilimi bulunduğu görülmektedir. Ancak bu artış zeytinyağı tüketim sorununun çözüldüğü anlamına gelmemektedir. Zeytinyağı kullanma alışkanlığı olmayan tüketici kesimin, fiyat hareketleri karşısında zeytinyağından vazgeçmesi kolay olmaktadır.
Zeytinyağının önden gelen sorunlarından birisi de tağşişdir. Bu nedenle, piyasa düzenli olarak takip edilerek, tağşişli yağ üretim ve satışı engellenmelidir. Tağşişli yağla ilgili kamu denetimleri artırılarak etkin hale getirilmelidir.
Zeytinyağının önemi son yıllarda özellikle sağlık etkilerinin ortaya konulması ile artmıştır. Bunun tüketiciye basın yayın organları aracılığıyla duyurulması ve reklamlarda kullanılması yanında Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilköğretim okulları ve liselerde ders kitaplarına da konmasında büyük yarar vardır. Böylece zeytin ve zeytinyağının tüketimi ile sağlıklı ve uzun bir yaşamın nesillerimize bırakılacak en önemli miras olduğunu anlatmış olacağız.
Avrupa Birliği, yaptığı anlaşmalarla Cezayir, Tunus, Fas ve Lübnan’a zeytinyağı konusunda önemli imtiyazlar tanımıştır. Örneğin, Tunus’a yıllık 56,000 tonluk diğer ülkelere de 8.000 tonluk gümrük vergisinden muaf bir kota açıldığı görülmektedir. Benzeri bir uygulamanın Suriye ile Avrupa-Akdeniz Anlaşması çerçevesinde yapılması için çalışıldığı bilinmektedir. Türkiye’nin de Avrupa Birliği’ne gümrüksüz zeytinyağı ihracatı yapabilmesi hiç değilse diğer ülkelere tanınan imtiyazlardan yararlanması büyük önem taşımaktadır.
İhracatta halihazırda ton başına 750 $ vergi ödenmektedir. Oysa, zeytinyağı sanayi ürünü olarak kabul edilirse haksız vergilendirme engellenmiş olacaktır. Avrupa Birliğine yapılan ihracatta 1,12 avro telafi edici gümrük vergisi ile karşı karşıya kalınmaktadır. Oysa Tunus, Cezayir, Ürdün ve Fas gibi bazı ülkelere gümrüksüz kota uygulaması yapılmaktadır. Böyle bir durumda rekabet şansımız kalmamaktadır.
AB’deki zeytinyağı ile ilgili düzenlemelere sadece Topluluk müktesebatının üstlenilmesi yükümlülüğü kapsamında yaklaşılmamalı, bu düzenlemelerle ulusal politikalarımız arasında karşılaştırma yapılmalıdır. Topluluk’un Türk zeytinciliği için faydalı olan düzenlemelerinin ülkemizde hayata geçirilmesi için tam üyelik beklenmemelidir.
Hükümetimizce Uluslararası Zeytinyağı Konseyi (UZK)’ ya yeniden üyelik kararı alınmasına rağmen henüz üyelik gerçekleşmemiştir. Bir an önce Üyeliğimizle ilgili prosedür tamamlanmalı ve Ülkemiz bu önemli platformda yeniden yer almalı ve haklarını savunmalıdır.
Prim için bir rakam telaffuz etmekten ziyade özellikle tarım Kanunu’nun 19. Maddesinin b bendinde yer alan Fark Ödemesinin uygulanması sorunumuzu çözecektir. Bölgelere göre değişmekle birlikte 1 Kg Zeytinyağı maliyeti yaklaşık 5,5-6 YTL arasında değişmektedir. 19 Madde b bendinde belirtildiği üzere gibi iç ve dış fiyatlar dikkate alındığında maliyetle arasındaki fark bu yıl verilmesi gereken Prim miktarıdır. Dolayısıyla 1 kg zeytinyağı için verilmesi gereken Prim miktarı bu yıl için 1 YTL nin üzerinde çıkmaktadır. O halde rakam telaffuzundan ziyade primin sisteme bağlanması sektörün beklentisidir. Bakanlığımızca bütçenin tekrar gözden geçirilerek sektörü belirlemiş olduğunuz hedeflere taşıyacak ve bir miktarda prim verilmesini talep edilmektedir. Prim, AB’ de olduğu gibi zeytinyağının yanısıra sofralık zeytin için de verilmelidir. AB’nde uygulanan prim miktarı kilogramda 1,32 €’dur. Prim miktarı üretici tarafından önceden bilinmeli ve süreklilik arz etmelidir. Bu çerçevede AB’ de uygulanan yöntemle prim miktarı Ağustos ayında Bakanlığımızca açıklanmalıdır.
Türk kooperatifçiliğinin belkemiği kuruluşlar bu düzenleme sonrası destekten yoksun kalarak ekonomik bakımdan gerilemeye uğramıştır. Bu nedenle acil olarak 4572 Sayılı Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri Hakkında Kanun yeniden gözden geçirilerek sorunları ortadan kaldıracak değişiklikler yapılmadır.
Tarım Kanunu çerçevesinde ele alınan Ulusal Zeytincilik politikalarının belirlenmesinde ve sorunların çözümünde yardımcı olmak üzere sektörün tüm kesimlerini kapsayacak ortak bir platform olan Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi’nin kuruluşu tüm konuşmacılar tarafından taktirle karşılanmış ve Bakanlığımıza ve Kurucularına bu konudaki çabaları teşekkür edilmiştir. UZZK sektörün en önemli çatı örgütü ve sivil toplum kuruluşudur. UZZK’nın önümüzdeki yıllarda Ülke zeytinciliğinin gelişmesinde ve sorunların çözümünde önemli görevleri üstleneceğinden mevcut yapısının mali yönden güçlendirilmesi, Tarım kanunu’na Konseyin gelirlerini düzenleyici konseylere kaynak aktarımının sağlanacağı bir madde ilave edilmesi gerekmektedir.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment